23 Nisan 2009 Perşembe

all the boys love Mandy Lane


Yorum yaptığım filmleri seçerken onların en azından bi yönüyle ilgi çekici olması gerektiğine inanıyorum. Genelde çok popüler olmayan ama festivallerde gösterime girip izlendiği kitle tarafından büyük ölçüde beğenilmiş filmler hakkında yazmaya çalışıyorum ama bazen bu çizgimin dışına çıkabiliyorum. Güneşi gördüm, bedtime stories ve all the boys love Mandy Lane, sonrasında da "canavarlar yaratıklara karşı" isimli film hakkında yazmak istiyorum. Amacım ise bu filmleri de hiç izlemediğim izlenimini vermemek, ve güzel bir kadın, Mandy Lane rolünde "Amber Heard"!! ve biraz da "The Wackness" isimli filmini beğendiğim yönetmen Jonathan Levine...

2006'da gösterime girmiş olan bu filmi Amerikan Horror/Thriller ya da slasher şeklinde kategorize edebiliriz. 90' süren film $750.000'a malolmuş ve bence müzikleri gerçekten de çok hoştu.. Sinematografisi başarılıydı bence. Benzerlerinden farklılaşmasını sağlayan bir kaç özelliği ise kameranın başarılı kullanımı ve herşeyin Mandy Lane için olmasıydı=))

Filmin konusunu, çok da olayların akışına girmeden anlatmak gerekirse, haftasonunu fresh yearlarının bitişini bir ranch house'da kutlamaya giden bir grup gencin başına gelenler diyebiliriz kısaca. Grubun en önemli üyesi tabi ki Mandy Lane'dir ve tüm erkekler onu elde etmek istemektedir çünkü yıl boyunca Mandy kimseye yüz vermemiştir ve onun bu ulaşılmazlığı ve Mandy Lane için birisinin ölmüş olması Mandy'yi tanrısallaştırmaktadır. Yani klasik bir teenage hikayesi alın; ıssız bir yere eğlenmeye giderler ve sırayla birileri ölmeye başlar, ta ki içlerinden en güzeli ve seksisi kalana kadar.. Bu sıkıcı konunun üstüne de Amber Heard gibi seksi bir kızı ve filmi ilginç ve çekici hale getirmek için fazlasıyla uğraşan ve bunu birazcık başarabilmiş yönetmen Jonathan Levine'ı koyun. Bu kadar.. Son olarak da, tüm bu ölümlerin sorumlusunun doğaüstü güçleri olan ya da çirkin bir yaratık olmadığını, Mandy Lane'e aşık olan ve onun için bu cinayetleri gerçekleştirmiş liseli bir çocuk olduğunu düşünün.. Filmin konusu ile ilgili nalatılacak pek bir şey yok. Ama yine de ilginç ve merak uyandıran bir kaç sahneyi irdelemek gerekir...

Amber Heard'ın Scarlett Johansson'a olan benzerliği çok dikkat çekiciydi. Scarlett Johansson için yazılmıştı sanki Mandy Lane karakteri. Ben Scarlett Johansson'u hep öyle hayal etmişimdir, bu kadınları beğenmem bana da beğenilerim konusunda ipuçları vermeye başladı=)) Chloe'nin Mandy'den daha çekici olduğunu düşünenleri duyunca baya şaşırdım açıkçası!! Herneyse, filmdeki bir dialog çok hoştu.
Red: [to the freshmen potheads] There she is boys, Mandy Lane. Untouched, pure. Since the dawn of junior year men have tried to possess her, and to date all have failed. Some have even died in their reckless pursuit of this angel.
Jake: I can see your nipples.
Chloe: Obviously.
Marlin: How do you get them that hard?
Chloe: It’s a secret.

Aslında Red'in repliği yeterliydi ama tamamen kopyalamak istedim, sonrası da film hakkında ipuçları veriyor sonuçta=))

Çatıdan atlama sahnesi de gayet hoştu mesela. "Mandy Laneee" diye bağırıp ölmesi, yine biraz predictable, ama vasatın üstünde yine de.. Peki çatıya çıktıktan sonra olayın gelişimi nasıl oldu?? İşte böyle:

Dylan: Let's just play nice and be friends and get the fuck off my roof. OK?
Emmet: So how are you gonna do it?
Dylan: Do what?
Emmet: Seal the deal. I mean, look. Look down there. Every stupid fucking idiot has the exact same goal. What makes you any different?
Dylan: I don't need to be different.
Emmet: Jesus, are you fucking listening to me? I know her. She's not gonna fall for some jock who tried to drown her best friend. Face it, man, you're boring. You're a fucking marshmallow, like an American Idol...
Dylan: Get off my fucking roof, Emmet. This went well.
Emmet: What are you doing? Whoa, whoa! Careful, man. Look. She's looking at us right now. Waiting to see what you do.
Dylan: Well?
Emmet: It's not that far. You've fucking done this before, right? She'll love it. She... I promise. Whoa! You know what? Fuck it, you're too drunk.
Dylan: Don't! Don't tell me I'm too fucking drunk in my own fucking house.
Emmet: I'll do it with you, then. Come on! Let's jump for Mandy. See if she can catch us. Ready? One. Two. Three.
Dylan: Mandy Lane!

Aahahahah!! Mandy Laneeeeeeeeee!! Salak...

Ayrıca, kullandıkları uyuşturucular Ritalin ve Adderall'dir. Ritalin hiperaktivite tedavisinde kullanılan bir ilaçtır ve bağımlılık yapmaktadır.. Extacy ile aynı maddeyi içerir, ancak yasal bir açık gibi kullanılıp bağımlı gençler yaratır. Adderall ise konsantrasyon artırıcı bir ilaçtır ve Ritalin ile kullanılmaktadır tedavilerde. Ancak alkolle birlikte alınması alkolun etkilerinin süresini uzatmaktadır ve bu sebeple de amerikan üniversite kampuslerinde sıkça kullanılmaktadır.

Mandy'yi odasında üzerini değiştirirken dışarıdan gözetleyen kimdi mesela??? Onu öğrenemedik..

Herşeyin Mandy'nin isteği sonucunda gerçekleştiğini anladığımda ipuçlarını aramaya başladım. 11. dk'da koşu yarışması bittiği an Emmet bir günlük çıkartır bir yerlerinden ve Mandy'ye vermek ister ama Mandy "not now, Emmet" der. Burdan bişey çıkarılabilir mi ki?? Herkesi öldürdükten sonra verir. Mandy'nin sosyopat mı yoksa lezbiyen mi olduğunu çıkaramadım ben. Chloe'ye banyoda eşlik ettiğinde ona dokunmasından çıkardığım tek şey o an hiç durmak istemediğiydi ve Chloe ve Mandy Lane'in öpüşebileceğiydi. Mandy'nin bir lezbiyen olma olasılığı çok yüksekti, erkeklere yüz vermezken Chloe'ye duyduğu yakınlık.. Kafamı karıştıran bir diğer nokta da Bird, zenci eleman Mandy ile yürürken ona diğer erkeklerden farklı olduğunu hissettirdi ve ona herkesten daha çok yaklaştı. Tam o sırada Ranch hand gelmeseydi öpüşebilirlerdi ama Mandy izin vermesine rağmen zevk almıyor gibiydi.








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder