Revanche, cesur sahnelerle başlayan, müthiş çiftlik manzaraları sunan, bizi hiç yormadan, sıkmadan konusunun içine alan harika bir film. "Smooth" diye tabir edebileceğimiz yumuşaklıkta, gerilimsiz ve neden-sonuç ilişkisi içerisinde ilerleyen bir film. Götz Spielmann yönetmen olarak çok iyi bir iş çıkarmış. Çok da ilgi çekici gibi görünmeyen bu konudan bu kadar güzel bir film yapılabilirdi.
1- Filmin en sevdiğim yanlarından biri sırf izleyiciyi şaşırtabilmek için gereksiz girişimlerde bulunulmamasıydı. Sürpriz sonlar yok, iç karartıcı sahneler yok. Filmlerde o kadar alışmışız ki bir yerlerde patlamanın olmasına, bu filmin sonuna kadar "smooth" bir şekilde gitmesi beni çok şaşırttı, bir o kadar da mutlu etti. Alex, Tamara'nın odasındayken Tamara'nın patronu gelince Alex'in yatağın altına saklanıp yakalanmaması; Tamara'nın kolaylıkla otelden kaçması; arabayı kolaylıkla çalmaları; Alex'in bankayı sorunsuzca soyması; Tamara'nın sessizce ölmesi; Tamara öldükten sonra kimsenin Alex'ten süphelenmemesi, polisi olayı araştırırken hiç görmememiz; Alex'in Robert'in karısı Susanne ile Robert'in evinde iki kez seks yapmasına rağmen ve hatta Robert'in eve gelmesine rağmen kolaylıkla evden çıkıp gitmesi... Herşey bu kadar sakin, sorunsuz, süphe çekmeden ilerleyebilir mi gerçekte bilemiyorum ama ilerlerse güzel olabilirmiş onu anladım.
2- Filmin açılışında göle bakarken bir anda birşey atılır gölün içine. Bunun ne olduğu konusunu hiç düşünmeden filmi izleyen onlarca insan olmuştur muhtemelen. Atılan şey silahtı.. Alex ve Robert göl kenarında cinayet hakkında konuştuklarında Alex Robert'in de cinayet nedeniyle çok üzgün olduğunu farkeder ve onu öldürmek için kullanmayı planladığı silahı göle fırlattı. İlk dakikada izlediğimiz sahneyi bu kez de geniş açıdan gördük. Yönetmen neden filmin başına o sahneyi koydu bilemiyorum ama ben sevdim.
3- Çiftlik evi, akordeon, odun kırmak ve yasak seks!! Filmi çekici kılan ikinci önemli unsur da içimizi ısıtan ve kendimizi oyuncuların yerine koymak isteyeceğimiz çekicilikteki sahneler. Alex'in öfkesini odun keserken, Baba Hausner'in mutluluğunu ve hayata bağlanmasını akordeon çalarken görüyoruz. Film Doğu Avrupa'yı çok güzel yansıtmış gerçekten.
4- Tamara ve Alex seks yapmak için gizlice buluştuklarında Tamara çıplak halde telefon görüşmesi yapıp telefonu "muck muck" şeklinde bitiriyordu. Rusça konuştuğu için de altyazıda da neler konuştuğu yazılmadı. Bilerek yapılmış olabilir mi? Alex de anlamıyordu, biz de anlamayalım diye mi, yoksa altyazı hazırlayanlar da bulamadı mı?? 4 farklı altyazıya baktığım halde bulamadım, Rus arkadaşlarımdan çevirmelerini isteyeceğim ilk fırsatta.
5- Filmin ismi Revanche yani intikam ama filmde Alex'in yavaş yavaş intikam almaktan vazgeçişini görüyoruz. Bu vazgeçişin bize verilişi bize "ben de olsam intikam almaktan vazgeçerdim" dedirtecek şekilde oluyor. İntikamdan vazgeçtiğine silahını göle fırlatmasıyla emin oluyoruz. Ve bu sahnenin hemen öncesindeki etkileyici dialog:
ALEX: Kadın öldüğüne göre, daha yüksek bir yere nişan almış olmalısın.
ROBERT: Her şey çok hızlı gelişti. Olanları kendime de
izah edemiyorum.
ALEX: Adamdan korkuyor musun?
ROBERT: Ne demek istiyorsun? Neden korkacağım?
ALEX: Adamın sevdiği kadını öldürdün. Peşine düşüp, seni vurmak isteyebilir. İntikamını almak için.
ROBERT:İzin verirdim... Evet, izin verirdim. Ama ona sormayı çok istediğim bir şey var.
ALEX: Nedir?
ROBERT: Neden kadını yanında, olay yerine getirdi. Kadın araba kullanmayı bilmiyordu, kaçmasına yardım edemezdi. Bankaya da sadece kendisi girdi. Hiç mantıklı gelmiyor... Neden normal bir gezintiye çıkarmış gibi kadını yanına aldı. Hiç sebep yokken kadının olay yerinde bulunması, karmaşanın sebebi oldu. İşte bunu sorardım... Hoşçakal.
19 Mart 2009 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder