26 Mart 2009 Perşembe
Güneşi Gördüm
1- Bu filmi seyredeli 2-3 saat oldu henüz, ve kimsenin yorumuna bakmadan film hakkında hissettiğim ve düşündüğüm herşeyi hiçbir etki altında kalmadan söylemek istiyorum: Harika:p, tabi ki değil, rezalet!!! Nasıl olur da bu sikindrik film bu kadar olumlu eleştiri alır!! Kim beynini yıkadı bu kadar insanın, bu nasıl bir mantalitedir, nasıl olur da herkes beğenir bu filmi? Çok merak ediyorum, hiçkimsede sinemaya gidip film izlerken bir sinemasal kaygı yok mu? Yat babaannenin anneannenin birinin kucağına, anlatsın sana böyle dramatik hikayeler, yokluk, açlık, fakirlik.. Git babanın yanına, anlatsın sana 1980 dönemiyle ilgili klişe fikirlerini.. Git Harbiye'ye, Tarlabaşı'na, gör travesitleri, konuş onlarla, anlatsınlar sana acıklı hikayelerini, anla aslında onların da bir kalbi ve vicdanı olduğunu, hasta babalarının evde onlara muhtaç olduğunu, Allah'ın onları öyle yarattığını.. Git bir dilencinin, bir hamalın yanına, anlatsın sana yokluk yüzünden İstanbul'daki amcaoğlunun yanına gelişini, yaşadığı binlerce zorluğu.. Git bir teröristin ifadesini oku, gör onun da bir ideolojisi olduğunu, şehit babasını seyret televizyonda, duy ağlarken yine de "vatan sağolsun" diyebilecek gücü kendinde bulabildiğini.. Ama Mahsun Kırmızıgül, gelip benim karşıma, ben yönetmen oldum deme!! Birsürü konuyu yaşanmış dediğin bir hikayede gözümüze sokarak film yaptığını zannetme.. Hem terörüstlere, hem kürtlere, hem de türk halkına sempatik görünebilmek için herkesin nabzına göre şerbet verme.. Neymiş, terörist "dağlara gel dağlara" dermiş, asker "dağlar seni delik deşik ederim" dermiş, dağlar ise rahat etmek istermiş.. Bu nasıl bir yalakalıktır ya!! Milyon dolarları kazandığın filme bak.. Yönettiğini zannettiğin filme bak, olmamış Le le Mahsuuuun, annen çağırıyo Mahsuuun.. Bırak film yapmayı, git bak annen çağırıyo, terörist çağırıyo, dağlara git dağlara, ama böyle olcaksa bir daha film yapma.. Film boyunca mesaj verip durdun, kime bu kadar mesaj Mahsuuun, kime?? Ne bekliyordun, İstanbul'un hatta Türkiye'nin değişik kesimlerinde yaşanan her acıklı momentleri filmine koyunca iyi yönetmen mi oldun? Milyonlarca insanı kandırabilirsin adamım, ama ben yemedim, yemeyen binlerce insan var, bunu biliyorum. Akraba evliliği yüzünden sakat çocuk doğurmuşsun göster; terörist ölünce ağıt yak göster; şehit haberi vermeye git, askeri de tanıt ve sevdir ki, önceden, seyirci bir bağ kursun, şehit olması bir kat daha üzsün bizi; köyü boşalt İstanbul'a göç et, tutunama orda, bunları göster; tek oğlunu kaybet, göster, göstr de göster, daha neler neler!!
2- Filmin konusunu nasıl anlatayım. Ortada bir konu yok, film tam bir karmaşa. Kars'taki bir köyde Mahsun'un köyünü görürüz. Mahsun'un erkek oğlu olur, ona güneşi gösterir. Sonra köyün yakınlarında bir çitışma olur, askerler köyün teröristlere yataklık yaptığına karar verir, köyü boşalttırır, Mahsun ve ailesi İstanbul'a göçer, bir grup Mersin'e gider, bir grup da Norveç'e. Mersin'dekiler hemen iş bulur, Norveç'tekiler de vatandaşlık alır, ama İstanbul'da işler kötü gider. Mahsun'un karısı ameliyat olur, küçük çocuk ablaları tarafından yıkanmak için çamaşır makinesine koyulunca ölür, çocuklar mahkeme kararıyla çocuk esirgeme kurumu tarafından devlet himayesine alınır. Travestilerle tanışan kardeş de şiddete maruz kalınca evden kaçar ve travesti olur, sonunda da öldürülür abisi tarafından. Mahsun, karısı iyileşince köye, o kavganın içine, dönmeye karar verir. İstanbul büyüktür, yutar adamı mahsuuun.. Film Devlet Ana ve Devlet Baba çelişkisiyle biter. Karısı tedavi edilir, kızlara devlet sahip çıkar ama terör onları perişan etmiştir de.. Terörist kardeşle asker kardeşin karşılaşması da ayrı bir hikaye, olmasa şaşardım..
3- Retarded ablanın yıkamak için bebeği makineye atması tüyler ürperticiydi. Sahne vahşiceydi, Mahsun'un haberi aldığında verdiği tepki çok iyiydi, yerde sıçrayarak can çekişen balıklar Mahsun'u anlatıyordu.
4- Travesti arkadaşın öldürüldüğü sahne çok başarılıydı. Soyunup sadece jartiyeri, küpeleri ve makyajlı suratıyla kalıp "Öldüğümde Allah'a sorucam, beni neden kadın olarak yaratmadığını" demesi, abinin öldürmekten vazgeçtiği anda abisini bir anda tahrik etmeye başlaması, bir çok erkekle her pozisyonda seviştiğini söylemesi.. Ölürken güneşi görmesi çok klişe olmuş ama sahnenin orijinalliği kapatıyor bunu. Çok beğendim gerçekten bu sahneyi de.. Favori sahnem kesinlikle. Bunun dışında, çamaşır makinesinde kameranın olduğu sahneler, Norveç manzaraları, köy manzaraları ve tren yolculuğundaki çekimler satisfactory'ydi.
5- Son olarak da ağıt sahnesinden ve erkek çocuk için Mahsunun dua ettiği sahneden bahsetmek istiyorum. Ağıt sahnesi çok güçlüydü, "Güneşi Gördüm'deki ağıt sahnesi harikaydı" dedirtecek yıllar sonra bile.. Yakılan ağıtlar bu filmdekiyle kıyaslanacak ilerleyen zamanlarda da.. Mahsun 7 tane adak adadı erkek çocuk için, ama adakların yerine getirildiğini görmedik.
Etiketler:
güneşi gördüm,
güneşi gördüm yorum,
mahsun kırmızıgül,
online izle,
yorum yap
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Bu film "Yüzüklerin Efendisi"ne benziyor, şimdi farkettim. Böyle bir filmi "Yüzüklerin Efendisi" gibi çekmek de ilginç olmuş hakkaten=))
YanıtlaSil